Santa Barbara, San Francisco’dan Los Angeles’a giderken yol üstünde uğradığım ve 2 gün kaldığım çok şirin ve bir o kadar da sakin bir sahil kasabası. En yükseği 2 katlı, eski tip evlerle dolu ve giyim kuşam, hal ve hareketlerinden anladığım üzere elit olarak adlandırabileceğimiz kesimim çoğunlukta olduğu bir yerleşim yeri. Zira ufacık bu kasabada fazlasıyla lüks mağaza ve kuyumcu gözüme çarptı. Öyle ki bu kasabada bir Apple Store bile var! Bir şeyler dönüyor bu kasabada ama, hayırlısı bakalım. Neyse…
En kalabalık sokağı olan State Street üzerinde birçok işyeri ve giyim mağazası bulunuyor. Otobüsler de sadece bu sokak üzerinden çalışıyor zaten. Sahile 10 dk yürüme mesafesinde, AirB&B uygulamasından ayarladığım bir apartmanda kaldık.
Buraya trenle geldik ve burada bir araç kiralayıp Arizona, Nevada ve Utah eyaletlerine gitmeyi planlıyorduk. Aracı haliyle Santa Barbara’dan ayrılacağımız gün kiralamak istedim, zira burada aracın bize hiçbir faydası olmayacaktı. Bu yüzden kaldığımız süre boyunca sahile giderken yürüdük, dönüşlerde ise biraz yorgunluğun verdiği tembellikle sahildeki iskele’den (Stearns Wharf) konakladığımız yere kadar ring seferleri atan elektrikli ufak antika bir minibüse bindik. Paranız varsa 1 dolar, yoksa canınız sağolsun.
Santa Barbara’daki günlerimiz San Francisco’daki yoğun keşif yürüyüşlerinin ardından bir tatil niteliğinde oldu. Güzeldi gerçekten, ama bu kadar yorgun olmasaydım burada 1 günden fazla duramazdım. Gerçekten çok küçük ve yaya olarak bile 1 gün yeterli bir çok mekanı ziyaret edebilmek için.
2 dinlendirici günün ardından ayrılık zamanı geldi ve kiraladığımız araçla Los Angeles, ardından da Nevada, Arizona, Utah eyaletlerine gitmek üzere yola koyulduk.
